6 Mayıs 2010 Perşembe

Arayı Açmayalım

"Arayı açmayalım" dedi arkadaşım telefonu kapatırken. Bu lafı belki 1000 belki 2000 defa duydum ömrüm boyunca. Açılan aradan bol bir şey yok ki hayatımızda. Kimseyle aramız açılmasın diye ugraşmaktan herkese aynı mesafede kaldık. Bu yüzden yaklaşamadık hak edenlere yeteri kadar, aramız açık kaldı.

Çok olmuş ilk yazıdan bugüne, arayı açmışız. Ve hatta değişmiş bile bir çok şey. Sevdiğim şeyler değişmiş, renkler, kokular değişmiş, ay değişmiş, 3 yeni gömlek almışım, 4 de t-shirt. doğanlar olmuş etrafımda, gidenler ve gelenler. Hoşgeldiniz, güle güle...

Daldan dala atlayarak düşünüyorum da, Cuba Libre (özgür Küba) adının verilmesi ne garip meşhur Küba içkisi olan rom ile amerikanın kolasının karışımına.

Kazandık yarışmayı sonunda binbir oy tacizi ile. Salı günü gidiyoruz Londra'ya. İlk vize başvurusunda red yiyen Jaki'nin ikinci başvuruda vizeyi almasını bekliyoruz omuz omuza. ve unutmadan buradan da teşekkürler destekleyen herkese. İnanınca ve yeteri kadar isteyince oluyormuş meğer her şey.

Ne kadar da hızlı hayat, yaza kaldı 24, bugün yatınca 23...

Ne kadar yaklaşırsak yaklaşalım yaza, arayı açmayalım.

30 Mart 2010 Salı

Şunun Şurasında


Zaman geçiyor... Ayağını denk al çocuk, yoksa zaman geçiyor.

İstanbul, Maslak'ta bir ofis katında, aynı tuvaleti tanımadığım 15, tanıdığım 20 adamla paylaşıyorum. Aldığım nefes katın tavanına asılı demir borulardan geçerek doluyor odaya. Çekiyorum...

Her sabah 4,5 şeker çayın içine... Belki bir çatal alınır yaya geçidinin karşısında bekleyen ve tüm maslak halkından zengin olan "gevrek"çiden. Ki ben çatalı bilmezdim İzmirli'liğimden kalma bilgi eksikliğinden.

Şunun surasında 28 sene geçmiş, bunun yaklaşık 15 senesi bilincim yerinde, gerisi annemin elinde. Şimdi bakınıyorum etrafa, zamanı gelmiş. Yavaş yavaş griye dönmekte gökyüzü, İzmirli çocuk büyüdü, sevdiği kadın çok uzaklarda.

Bu aralar biraz griyim, umarım yakında bembeyaz...

Ayağını denk al çocuk, yoksa zaman geçiyor.

Hoşgeldim.